Bizimle çalıştınız ve istediğiniz skoru alamadınız, o zaman ödemiş olduğunuz tüm ücreti size kesintisiz olarak iade ediyoruz. Üstelik bunu resmi garanti belgesi ile yapıyoruz.
IELTS Sınavında Çıkmış Verb (Fiil) Kelime Listesi
- Abandon: Terk etmek, bırakmak
- Abide: Tahammül etmek, katlanmak, çekmek
- Abolish: Kaldırmak, ortadan kaldırmak, feshetmek
- Absorb: Kavramak, emmek
- Abuse: Kötüye kullanmak, suiistimal etmek
- Accede: Kabul etmek, razı olmak
- Accelerate: Hızlanmak, hız kazanmak
- Accommodate: Kalacak yer sağlamak, yerleştirmek
- Accompany: Eşlik etmek, refakat etmek
- Accomplish: Başarmak, sonuçlandırmak
- Accumulate: Toplamak, biriktirmek
- Accuse: Suçlamak
- Achieve: Başarmak, elde etmek
- Acknowledge: Tanımak, kabul etmek, onaylamak
- Acquaint: Tanıtmak, aşina olmak
- Acquire: Kazanmak, elde etmek
- Activate: Etkinleştirmek, harekete geçirmek
- Adapt: Uydurmak, uyarlamak, uyum sağlamak
- Adhere: Yapışmak, bağlanmak, bağlı kalmak
- Adjust: Ayarlamak, uydurmak, alıştırmak
- Admire: Hayran kalmak, çok beğenmek
- Admit: Kabul etmek
- Adopt: Benimsemek, kabul etmek
- Adore: Tapmak, bayılmak, bitmek
- Advance: İlerletmek, geliştirmek
- Advertise: Reklâmını yapmak, reklâm yapmak
- Advocate: Savunmak, müdafaa etmek
- Affect: Etkilemek, etki etmek
- Afford: Parası yetmek, gücü yetmek
- Aggravate: Şiddetlendirmek, kötüleştirmek
- Aggregate: Toplamak, birleştirmek
- Aid: Yardım etmek, yardımcı olmak
- Alarm: Telaşlandırmak, korkutmak
- Alienate: Soğutmak, yabancılaştırmak
- Allocate: Ayırmak, bölüştürmek
- Allot: Paylaştırmak, bölüştürmek ,ayırmak
- Alter: Değiştirmek, başkalaştırmak
- Alternate: Sıra ile yapmak, değişimli olarak yapmak, dönüşümlü
- Amaze: Hayrete düşürmek, şaşırtmak
- Amuse: Eğlendirmek, güldürmek
- Analyze: Analiz etmek, tahlil etmek
- Anchor: Demirlemek, demir atmak, zincirlemek
- Annex: Eklemek, ilave etmek, katmak
- Announce: Duyurmak, ilan etmek
- Annoy: Rahatsız etmek, huzursuz etmek
- Anticipate: Ummak, beklemek, tahmin etmek
- Appeal: İlgisini çekmek, hoşuna gitmek
- Applaud: Alkışlamak, el çırpmak
- Apply: Başvuruda bulunmak, başvurmak
- Appoint: Tayin etmek, atamak, saptamak
- Appreciate: Takdir etmek, değerini bilmek, kıymetini anlamak
- Approach: Yaklaşmak, yanaşmak
- Approve: Uygun görmek, onaylamak
- Argue: Tartışmak, görüşmek
- Arise: Ortaya çıkmak, yükselmek, kalkmak
- Arouse: Uyandırmak, kaldırmak, artmak
- Arrange: Düzenlemek, hazırlamak
- Arrest: Tutuklamak
- Ascend: Çıkmak, yukarı çıkmak, yükselmek
- Ascertain: Öğrenmek, aslını öğrenmek
- Ascribe: Yüklemek, üstüne atmak, atfetmek
- Assault: Saldırmak
- Assemble: Toplamak, toplanmak
- Assert: Söylemek, iddia etmek, ileri sürmek
- Assess: Değer biçmek, belirlemek
- Assign: Vermek, tahsis etmek, göreve seçmek
- Assist: Yardım etmek, yardımcı olmak
- Associate: Birleştirmek, ortak olmak, ortak etmek
- Assume: Farz etmek, saymak
- Assure: Garanti etmek, temin etmek
- Astonish: Şaşırtmak, afallatmak
- Attach: Eklemek, iliştirmek, takmak
- Attack: Saldırmak, hücum etmek
- Attain: Ulaşmak, erişmek
- Attempt: Teşebbüs etmek, kalkışmak
- Attend: Katılmak
- Attract: Çekmek, ilgisini çekmek
- Attribute: Bağlamak, dayandırmak
- Auction: Mezat, açık artırma
- Avoid: Kaçınmak, sakınmak
- Bake: Fırında pişirmek, pişmek
- Balance: Tartmak, dengelemek
- Bang: Vurmak, çarpmak, patlamak
- Bankrupt: İflas ettirmek, batırmak
- Beam: Işımak, ışık saçmak, parlamak
- Bear: Dayanmak, çekmek, katlanmak
- Beat: Vurmak, dövmek
- Behave: Davranmak
- Bend: Eğmek, bükmek
- Betray: İhanet etmek, hıyanet etmek, ifşa etmek
- Bewilder: Şaşırtmak, hayret ettirmek
- Bid: Fiyat vermek, teklif vermek
- Bind: Bağlamak, ciltlemek; tutturmak
- Bite: Isırmak, dişlemek, sokmak
- Blame: Suçlamak
- Blaze: Alev alev yanmak, parlamak, ışımak
- Bleed: Kanamak, kan ağlamak
- Blend: Harmanlamak, karıştırmak, karışmak, harmanlamak
- Blossom: Çiçek açmak, çiçeklenmek, olgunlaşmak
- Blunder: Pot kırmak, gaf yapmak
- Blush: Kızarmak, yüzü kızarmak
- Board: Binmek
- Boast: Böbürlenmek
- Boil: Kaynatmak, fokurdatmak
- Bond: Tutturmak, yapıştırmak
- Boom: Gelişmek, fırlamak
- Boost: Artırmak, yükseltmek
- Bother: Canını sıkmak, rahatsız etmek
- Bounce: Zıplamak, sıçramak, fırlamak
- Bound: Sınırlarını çizmek, sınırlamak, kuşatmak
- Bow: Başla selamlamak, reverans yapmak, başını eğmek
- Boycott: Boykot etmek
- Break: Kırmak
- Breathe: Solumak, nefes almak
- Breed: Doğurmak, çoğalmak
- Bribe: Rüşvet vermek, para yedirmek
- Broadcast: Radyo veya TV ile yayın yapmak
- Broaden: Genişlemek, genişletmek
- Bypass: Atlamak, dolaştırmak
- Calculate: Hesap yapmak, hesap etmek, hesaplamak
- Cancel: İptal etmek
- Capture: Yakalamak, ele geçirmek,yansıtmak
- Carry: Taşımak, götürmek
- Carve: Kazımak, oymak
- Cause: Sebep olmak
- Cease: Kesmek, durdurmak
- Celebrate: Kutlamak, anmak, övmek
- Certify: Onaylamak, tasdik etmek
- Challenge: Düelloya davet etmek, meydan okumak
- Characterize: Canlandırmak, karakterize etmek
- Charm: Cezbetmek, hayran bırakmak, büyülemek
- Chase: Kovalamak, takip etmek, peşinde olmak
- Chat: Muhabbet etmek, sohbet etmek
- Check: Kontrol etmek
- Cheer: Alkışlamak, keyiflendirmek, neşelendirmek
- Cherish: Şefkat göstermek, gütmek
- Chew: Çiğnemek
- Circle: Çevrelemek, kuşatmak, daire çizmek
- Circulate: Dolaşmak, yayılmak
- Cite: Alıntı yapmak, bahsetmek
- Claim: İstemek, talep etmek, iddia etmek
- Clamp: Sıkıştırmak, kenetlemek
- Clarify: Açıklamak, aydınlığa kavuşturmak
- Classify: Sınıflandırmak, sınıflamak, ayırmak
- Cling: Yapışmak, sarılmak, bağlanmak
- Clutch: Kavramak, yakalamak, tutmak
- Coin: Sözcük uydurmak, deyim bulmak
- Coincide: Rastlamak, denk gelmek, uymak
- Collaborate: İşbirliği yapmak, birlik olmak
- Collapse: Çökmek, düşmek, yıkılmak
- Collide: Çarpmak, çarpışmak, çatışmak
- Combine: Birleştirmek, kombine etmek
- Commence: Başlamak, başlatmak
- Comment: Yorumlamak, değerlendirmek
- Commit: İşlemek, suç işlemek
- Communicate: İletişim kurmak
- Compare: Karşılaştırmak, mukayese etmek
- Compel: Zorlamak, mecbur etmek
- Compensate: Karşılamak, telâfi etmek, eşitlemek
- Compete: Yarışmak, rekabet etmek
- Compile: Derlemek, toplamak
- Complain: Şikâyet etmek, söylenmek, yakınmak
- Complement: Tamamlamak
- Compliment: Övmek, iltifat etmek
- Comply: Razı olmak, uymak, boyun eğmek
- Compose: Oluşturmak, bestelemek
- Comprehend: Anlamak, kavramak, algılamak
- Compress: Bastırmak, sıkıştırmak
- Comprise: Kapsamak, içermek, içine almak
- Compromise: Uzlaştırmak, ara bulmak, uzlaşmak
- Compute: Hesaplamak, hesap etmek
- Conceal: Gizlemek, saklamak, örtbas etmek
- Conceive: Aklı almak, anlamak, kavramak
- Concentrate: Yoğunlaşmak, bir yerde toplamak
- Conclude: Bitirmek, sonuçlandırmak
- Condemn: Kınamak, ayıplamak, suçlamak
- Condense: Yoğunlaşmak, koyulaşmak
- Conduct: Yönetmek, düzenlemek
- Confer: Vermek, sunmak, danışmak
- Confess: İtiraf etmek, kabullenmek
- Confine: Sınırlamak, tutmak, hapsetmek
- Confirm: Onaylamak, doğrulamak
- Conform: Uymak, uyumlu olmak
- Confront: Yüz yüze getirmek, yüzleştirmek
- Confuse: Şaşırtmak, kafasını karıştırmak, karıştırmak
- Connect: Bağlamak, bitiştirmek
- Conquer: Fethetmek, almak
- Consent: Razı olmak, kabul etmek, izin vermek
- Consist: Oluşmak, meydana gelmek
- Console: Avutmak, teselli etmek, avunmak
- Consolidate: Sağlamlaştırmak, pekiştirmek
- Constitute: Kurmak, teşkil etmek, oluşturmak
- Construct: İnşa etmek, yapmak
- Consult: Danışmak, başvurmak
- Consume: Tüketmek, harcamak, bitirmek
- Contact: İlişki kurmak, irtibat kurmak
- Contain: Kapsamak, içermek
- Contemplate: Niyet etmek, düşünmek
- Contract: Bir hastalık kapmak, yakalanmak
- Contradict: Yalanlamak, aksini iddia etmek
- Contribute: Katkıda bulunmak, vermek
- Convert: Değiştirmek, çevirmek, dönüştürmek
- Convey: Taşımak, nakletmek, iletmek
- Convict: Mahkum etmek, suçlu bulmak
- Convince: İkna etmek, inandırmak
- Cooperate: İşbirliği etmek, işbirliği yapmak
- Coordinate: Koordine etmek, düzenlemek
- Correlate: İlişiği olmak, bağlantı kurmak
- Correspond: Uymak, yaramak, benzemek
- Corrode: Aşındırmak, yıpratmak
- Couch: İfade etmek, söylemek
- Counsel: Nasihat etmek, akıl vermek
- Counter: Karşılık vermek, karşı koymak
- Cover: Kapamak, örtmek, kaplamak
- Crack: Çatlamak, çatlatmak
- Crash: Kırılmak, parçalanmak, çarpmak
- Crawl: Emeklemek, yavaş ilerlemek
- Create: Oluşturmak, yaratmak
- Creep: Sürünmek, emeklemek, sokulmak
- Cripple: Sakatlamak, kötürüm bırakmak, felce uğramak
- Crumble: Ufalamak; parçalamak
- Crush: Ezmek, sıkıştırmak
- Cultivate: İşlemek, ekip biçmek
- Curb: Frenlemek, gem vurmak, zapt etmek
- Cure: İyileştirmek, tedavi etmek
- Curtail: Kısaltmak, kısmak
- Curve: Eğmek, bükmek, kavis çizmek
- Debate: Çekişmek, tartışmak
- Decay: Çürütmek, çürümek, bozmak
- Deceive: Aldatmak, kandırmak
- Declare: Açıklamak, beyan etmek, ifade vermek
- Decline: Azalmak, düşmek, geri çevirmek
- Decorate: Süslemek, bezemek, dekore etmek
- Decrease: Küçülmek, azaltmak, eksiltmek
- Dedicate: Adamak, vermek, tahsis etmek
- Deduce: Anlamak, sonuç çıkarmak
- Defeat: Yenmek, aşmak, devirmek
- Defend: Savunmak, korumak, müdafaa etmek
- Defer: Ertelemek, tecil etmek
- Define: Tanımlamak, belirtmek, tarif etmek
- Defy: Meydan okumak, karşı gelmek
- Delay: Geciktirmek, ertelemek
- Delete: Silmek, çıkarmak, kazımak
- Deliver: Dağıtmak, teslim etmek
- Demolish: Yıkmak, tahrip etmek, imha etmek
- Demonstrate: Göstermek, gösteri yapmak
- Denote: Göstermek, belirtmek, ifade etmek
- Denounce: İhbar etmek, kınamak
- Deny: Reddetmek, inkâr etmek
- Deplete: Tüketmek, bitirmek
- Depress: Moralini bozmak, neşesini kaçırmak
- Deprive: Mahrum etmek, yoksun bırakmak
- Derive: Türetmek, kaynaklanmak
- Descend: İnmek, alçalmak, saldırmak
- Deserve: Hak etmek, lâyık olmak
- Design: Tasarlamak, dizayn etmek
- Designate: Göstermek, işaret etmek
- Desire: İstemek, şiddetle arzu etmek
- Despise: Hor görmek, küçümsemek
- Detach: Çözmek, ayırmak, sökmek, yırtmak
- Detain: Alıkoymak, mahrum etmek
- Detect: Keşfetmek, bulmak, ortaya çıkarmak
- Deteriorate: Kötüleşmek, bozulmak, bozmak
- Determine: Kararlaştırmak, belirlemek,karara bağlamak,
- Deviate: Sapmak, ayrılmak, yoldan çıkmak
- Devise: Tasarlamak, planlamak
- Devote: Adamak, ayırmak
- Diagnose: Teşhis etmek, tanımlamak
- Dictate: Dikte etmek, söyleyerek yazdırmak
- Differ: Benzememek, farklı olmak
- Digest: Sindirmek, hazmetmek
- Dilute: Seyreltmek, sulandırmak
- Diminish: Azaltmak, eksiltmek, azalmak
- Discard: Ayırmak, bir köşeye atmak
- Discharge: Boşaltmak, tahliye etmek, ifa etmek
- Disclose: Açığa vurmak, açmak, ifşa etmek
- Discourage: Yıldırmak, cesaretini kırmak
- Disdain: Hafife almak, küçümsemek
- Disgrace: Utandırmak, rezil etmek
- Disgust: İğrendirmek, nefret ettirmek
- Dismiss: Bırakmak, işten atmak, işten çıkarmak
- Dispatch: Göndermek, sevk etmek
- Dispel: Gidermek, defetmek
- Disperse: Dağıtmak, gidermek, yaymak
- Displace: Yerinden çıkarmak, yerinden etmek
- Display: Sergilemek, göstermek
- Dispose: Atmak, kurtulmak
- Dispute: Tartışmak, çekişmek, münakaşa etmek
- Disregard: Aldırmamak, önemsememek
- Dissipate: Dağıtmak, yaymak; boşa harcamak
- Dissolve: Sona erdirmek, feshetmek
- Distinguish: Ayırt etmek, ayırmak
- Distort: Saptırmak, çarpıtmak
- Distract: Dikkatini dağıtmak
- Distress: Üzmek, acı vermek, sıkmak
- Distribute: Dağıtmak, vermek
- Disturb: Rahatsız etmek, huzursuz etmek
- Dive: Dalmak, atlamak, dalış yapmak
- Diverge: Farklılaşmak, ayrılmak
- Divide: Bölmek, ayırmak
- Divorce: Boşanmak, boşamak, ayrılmak
- Dominate: Egemen olmak, hakim olmak
- Donate: Bağışta bulunmak, bağışlamak
- Drag: Çekmek, sürüklemek, sürümek
- Drain: Akıtmak, kurutmak
- Draw: Çizmek
- Drift: Sürüklenmek, sürüklemek
- Drill: Çalıştırmak, talim yapmak,
- Drown: Boğmak, suda boğulmak
- Dump: Dökmek, boşaltmak
- Duplicate: Kopyasını yapmak, eşini yapmak
- Dwell: İkamet etmek, oturmak
- Ease: Kolaylaştırmak, rahatlatmak, hafifletmek
- Eject: Çıkarmak, kovmak, atmak
- Elapse: Akıp gitmek, geçmek
- Elevate: Yükseltmek, kaldırmak
- Eliminate: Çıkarmak, atmak, elemek
- Embargo: Ambargo koymak, yasaklamak
- Embark: Girişmek, kalkışmak, atılmak
- Embarrass: Utandırmak, sıkıntı vermek
- Embody: Cisimleştirmek, somutlaştırmak
- Embrace: Kucaklamak, kucaklaşmak
- Emerge: Ortaya çıkmak, doğmak
- Emigrate: Göçmek, göç etmek
- Emit: Çıkarmak, yaymak, yayınlamak
- Emphasize: Vurgulamak, üzerinde durmak
- Employ: Çalıştırmak, iş vermek
- Enable: Yetki vermek, izin vermek, olanak vermek
- Encircle: Çevrelemek, kuşatmak
- Enclose: Çevrelemek, kapatmak, kuşatmak
- Encounter: Karşılaşmak, rastlaşmak
- Encourage: Cesaretlendirmek, desteklemek
- Endanger: Tehlikeye atmak
- Endeavor: Uğraşmak, çabalamak, çaba harcamak
- Endorse: Onaylamak, desteklemek
- Endow: Bağışlamak, gelir bağlamak
- Endure: Dayanmak, katlanmak
- Enforce: Zorlamak, güçlendirmek,yürütmek
- Engage: İşe almak, tutmak, meşgul etmek, bağlamak
- Engulf: İçine çekmek, yutmak
- Enhance: Artırmak, yükseltmek, büyütmek
- Enlighten: Aydınlatmak, öğretmek, bilgi vermek
- Enrich: Zenginleştirmek, zengin etmek
- Ensure: Sağlama almak, garantiye almak
- Entail: Şarta bağlamak, gerektirmek
- Entertain: Eğlendirmek, oyalamak, ağırlamak
- Entitle: Hak etmek, yetki vermek, hak tanımak
- Envy: Gıpta etmek, imrenmek, kıskanmak
- Equip: Donatmak
- Eradicate: Kökünden halletmek, kökünü kurutmak
- Erect: Dikmek, kurmak, inşa etmek
- Erupt: Püskürmek, fışkırmak, patlamak
- Establish: Kurmak, yapmak, yerleştirmek
- Esteem: Değer vermek, saygı duymak
- Estimate: Tahmin etmek, değer biçmek
- Evaluate: Değerlendirmek, değer biçmek
- Evaporate: Buharlaşmak, buharlaştırmak
- Evolve: Geliştirmek, gelişmek, evrim geçirmek
- Exaggerate: Abartmak, aşırıya kaçmak
- Exalt: Yükseltmek, artırmak, yüceltmek
- Exceed: Aşmak, geçmek
- Excel: Üstün olmak, sivrilmek
- Exchange: Değiştirmek, değiş tokuş etmek
- Excite: Heyecanlandırmak, heyecan uyandırmak
- Exclude: Dışında tutmak, dışlamak, içeri almamak
- Excuse: Affetmek, bağışlamak
- Exemplify: Örnek oluşturmak, örneklemek
- Exert: Kullanmak, harcamak, uygulamak
- Exhaust: Tüketmek, bitirmek
- Exhibit: Göstermek, ortaya koymak
- Expand: Büyütmek, yayılmak, genişlemek
- Expire: Sona ermek, bitmek, geçerliliğini yitirmek
- Explode: Patlatmak, havaya uçurmak
- Exploit: Kullanmak, faydalanmak, sömürmek
- Explore: Keşfetmek, araştırmak
- Export: İhraç etmek, dışarıya satmak
- Expose: Ortaya çıkarmak, maruz bırakmak
- Extend: Genişletmek, yaymak, uzatmak
- Extinguish: Söndürmek, bastırmak
- Extract: Çıkarmak, çekmek
- Fabricate: Üretmek, uydurmak, atmak
- Facilitate: Kolaylaştırmak, rahatlatmak, hafifletmek
- Fade: Solmak, uçmak, rengi atmak
- Faint: Bayılmak, bitkin düşmek
- Fascinate: Büyülemek, cezbetmek
- Fasten: Bağlamak, raptiyelemek
- Feed: Beslemek, yiyecek vermek
- Fetch: Gidip almak, getirmek
- File: Sıralamak, kayda geçirmek
- Finance: Finanse etmek, para sağlamak
- Flap: Kanat çırpmak, savurmak
- Flare: Işımak, ışık saçmak
- Flash: Işık tutmak, aydınlatmak
- Flee: Kaçmak, sıvışmak, tüymek
- Fling: Atmak, fırlatmak, savurmak
- Float: Yüzmek, batmadan yüzmek
- Flourish: Gelişmek, büyümek
- Fluctuate: Dalgalanmak, inip çıkmak
- Focus: Odaklamak, bir noktada toplamak, yoğunlaşmak
- Fold: Katlamak, sarmak
- Foresee: Önceden görmek, geleceği görmek, öngörmek,önceden sezmek
- Foster: Beslemek, büyütmek, bakmak
- Found: Kurmak
- Fracture: Kırılmak, kırmak, çatlamak
- Freight: Yüklemek, nakletmek
- Frustrate: Önlemek, engel olmak, hayal kırıklığına uğratmak.
- Fulfil: Yerine getirmek, yapmak
- Function: İşlemek, çalışmak
- Furnish: Döşemek, mobilya döşemek
- Gamble: Kumar oynamak
- Gaze: Gözünü dikerek bakmak
- Generate: Üretmek, meydana getirmek
- Glide: Kaymak, süzülmek
- Glimpse: Gözüne ilişmek, göz atmak
- Glow: Kızarmak, kıpkırmızı olmak
- Gossip: Dedikodu yapmak, çene çalmak
- Govern: Yönetmek, idare etmek, hükmetmek
- Graduate: Mezun etmek, diploma vermek
- Grant: Vermek, bağışlamak, onaylamak
- Grasp: Kapmak, tutmak, yakalamak
- Gratify: Hoşnut etmek, memnun etmek
- Graze: Otlatmak, otlamak, sıyırmak
- Grind: Öğütmek, ezmek, bilemek
- Grip: Tutmak, yakalamak, kavramak
- Guarantee: Garanti etmek, garantiye almak
- Guess: Tahmin etmek, zannetmek
- Halt: Durdurmak, durmak
- Hamper: Engel olmak, engellemek
- Handle: Ele almak, idare etmek, kıvırmak
- Hang: Asmak, takmak, sarkıtmak
- Harvest: Hasat kaldırmak, biçmek
- Heal: İyileşmek
- Heed: Önemsemek, dikkat etmek
- Hesitate: Tereddüt etmek, duraksamak
- Hide: Saklamak, gizlemek, saklı tutmak
- Hijack: Uçak kaçırmak, kaçırmak, gasp etmek
- Hinder: Engel olmak, alıkoymak, aksatmak
- Hiss: Islıklamak, yuhalamak, tıslamak
- Hold: Tutmak, elinde tutmak
- Hop: Sekmek, sıçramak, atlamak
- Host: Konuk etmek, ev sahipliği yapmak
- Hover: Üstünde uçmak, sallanmak, süpürmek
- Humiliate: Aşağılamak, küçük düşürmek
- Jeopardize: Riske atmak, tehlikeye atmak
- Justify: Haklı çıkarmak, savunmak, doğrulamak
- Kidnap: Kaçırmak
- Knit: Örmek, dokumak, bağlamak
- Knot: Bağlamak, düğümlemek
- Label: Etiketlemek, etiket yapıştırmak
- Launch: Başlatmak, girişmek
- Lay: Koymak, yerleştirmek, sermek
- Leak: Sızmak, kaçak yapmak, akmak
- Leap: Sıçramak, hoplamak, zıplamak
- Lift: Kaldırmak, yükseltmek
- Link: Bağlamak, birleştirmek
- Load: Yüklemek, doldurmak, yük olmak
- Locate: Yerleşmek, oturmak
- Lock: Kilitlemek
- Lodge: Oturmak, misafir olmak
- Loop: Düğümlemek
- Lose: Kaybetmek
- Lubricate: Yağlamak
- Magnify: Büyütmek, abartmak
- Maintain: Sürdürmek, sağlamak
- Manifest: Göstermek, belirtmek
- Manipulate: El ile işletmek, idare etmek
- Manufacture: Üretmek, imal etmek
- Measure: Ölçmek, tartmak, ölçüsünü almak
- Melt: Erimek, eritmek
- Memorize: Ezberlemek, bellemek
- Menace: Tehdit etmek, gözdağı vermek
- Mend: Onarmak, düzeltmek
- Mention: Söz etmek, bahsetmek, dile getirmek
- Merge: Birleşmek, karışmak, kaynaşmak
- Migrate: Göç etmek
- Minimize: Azaltmak, küçümsemek
- Mislead: Yanlış yönlendirmek, şaşırtmak
- Mock: Alay etmek, eğlenmek
- Modify: Değişiklik yapmak, değiştirmek
- Monitor: İzlemek, gözlemek
- Multiply: Çarpmak, çoğaltmak
- Neglect: Aldırmamak, ihmal etmek
- Nominate: Atamak, aday olarak göstermek
- Notify: Bildirmek, haber vermek
- Nourish: Beslemek, büyütmek, desteklemek
- Object: İtiraz etmek, karşı çıkmak
- Oblige: Zorunda bırakmak, mecbur etmek
- Observe: Görmek, gözetlemek, gözlemek
- Obtain: Sağlamak, elde etmek, edinmek
- Occupy: Tutmak, işgal etmek, meşgul etmek
- Occur: Çıkmak, ortaya çıkmak, oluşmak
- Offend: İncitmek, kırmak, rencide etmek
- Offer: Teklif etmek, sunmak
- Offset: Dengelemek, denkleştirmek
- Omit: Atlamak, çıkarmak, ihmal etmek
- Oppose: Karşı koymak, karşı çıkmak
- Originate: Kaynaklanmak, meydana gelmek
- Outrage: Hakaret etmek, kırmak, kötü davranmak
- Overcharge: Fahiş fiyatla satmak(yüksek fiyat), kazıklamak
- Overcome: Başa çıkmak, üstesinden gelmek
- Overestimate: Fazla tahmin etmek, aşırı değer biçmek, abartmak
- Overhear: Kulak misafiri olmak, kulak kabartmak
- Overlook: Görmemezlikten gelmek, gözden kaçırmak
- Overthrow: Yıkmak, devirmek, düşürmek
- Overwhelm: Alt etmek, ezmek, boğmak
- Owe: Borçlu olmak, minnettar olmak
- Paralyse: Felç etmek, aksatmak
- Participate: Katılmak, ortak olmak, pay almak
- Peel: Kabuğunu soymak, soymak
- Penetrate: İçine girmek, sokulmak
- Perceive: Algılamak, hissetmek, sezmek
- Perch: Tünemek, konmak, oturmak
- Perform: Yapmak, yerine getirmek, uygulamak
- Perish: Ölmek, can vermek, çürümek
- Permit: İzin vermek, olanak vermek
- Perplex: Kafa karıştırmak, şaşırtmak
- Persecute: Eziyet etmek, acı çektirmek
- Persist: Devam etmek, sürdürmek, ısrar etmek
- Persuade: İkna etmek, razı etmek, kandırmak
- Pertain: Ait olmak, dair olmak, ilgili olmak
- Pick: Toplamak, koparmak, yolmak
- Pile: Yığmak, istif etmek
- Pioneer: Çığır açmak, öncü olmak
- Pluck: Çekmek, sürüklemek
- Plunder: Yağmalamak, talan etmek
- Plunge: Daldırmak, batırmak, saplamak
- Poll: Oy vermek, kamuoyu yoklaması yapmak
- Pollute: Kirletmek, bozmak
- Portray: Portresini yapmak, tasvir etmek
- Pose: Poz vermek, tavır takınmak
- Possess: Sahip olmak, elinde bulundurmak
- Postpone: Ertelemek, tecil etmek
- Postulate: Varsaymak, farz etmek
- Pour: Dökmek, akıtmak, boşaltmak
- Precede: Önce gelmek, önce olmak
- Predict: Önceden haber vermek, tahmin etmek
- Prescribe: İlaç yazmak (doktor), reçete yazmak
- Preserve: Korumak, muhafaza etmek
- Preside: Başkanlık etmek, yönetmek
- Press: Baskı yapmak, sıkıştırmak, bastırmak
- Presume: Varsaymak, farz etmek, tahmin etmek
- Prevail: Galip gelmek, yenmek, hüküm sürmek
- Probe: Deşmek, soruşturmak, araştırmak
- Proceed: İlerlemek, devam etmek
- Proclaim: İlan etmek, duyurmak, bildirmek
- Produce: Üretmek
- Progress: İlerlemek, ileri gitmek
- Prohibit: Yasaklamak, menetmek, yasak etmek
- Prolong: Uzatmak, sürdürmek
- Promise: Söz vermek, vaat etmek
- Promote: Yükseltmek, terfi ettirmek
- Prompt: Harekete geçirmek, teşvik etmek
- Propel: İleriye itmek, itmek, sevk etmek
- Propose: Önermek, teklif etmek
- Prosecute: Dava açmak, yürütmek, takip etmek
- Protest: İtiraz etmek, protesto etmek
- Provoke: Kışkırtmak, tahrik etmek, kızıştırmak
- Publish: Yayınlamak, basmak
- Pull: Çekmek, asılmak
- Pump: Pompalamak, şişirmek
- Punch: Yumruklamak, zımbalamak
- Purchase: Satın almak, elde etmek, kazanmak
- Purify: Arıtmak, temizlemek, saf hale getirmek
- Pursue: İzlemek, peşinde koşmak
- Puzzle: Şaşırtmak, kafasını karıştırmak
- Query: Sorgulamak, sorguya çekmek
- Quote: Alıntı yapmak, aktarmak
- Radiate: Yaymak, saçmak, ışın yaymak
- Raid: Hücum etmek, baskın yapmak
- Ratify: Onaylamak, tasdik etmek
- Ravage: Mahvetmek, yıkmak
- React: Tepki vermek, tepkimek
- Rear: Büyütmek, kaldırmak, yetiştirmek
- Rebel: İsyan etmek, başkaldırmak
- Rebuke: Azarlamak, paylamak
- Recall: Anımsamak, hatırlatmak
- Recede: Geri çekilmek, geri gitmek
- Recite: Ezberden okumak, ezbere anlatmak
- Reckon: Hesap etmek, hesaplamak
- Reclaim: İadesini istemek, geri istemek, geri çağırmak
- Recognize: Tanımak, farkına varmak
- Recommend: Tavsiye etmek, önermek
- Reconcile: Barıştırmak, arabuluculuk etmek
- Recover: İyileşmek, düzelmek, toplamak
- Recruit: İşe almak, askere almak, toplamak
- Rectify: Düzeltmek, doğrultmak
- Refine: Rafine etmek, arıtmak
- Reflect: Yansıtmak, aksettirmek
- Refrain: Kendini tutmak, kaçınmak, sakınmak
- Refute: Çürütmek, aksini ispatlamak
- Register: Kayda geçirmek, kaydetmek
- Regulate: Düzenlemek, düzenleme yapmak
- Rehearse: Prova yapmak, tekrarlamak
- Reign: Hüküm sürmek, egemen olmak
- Reinforce: Güçlendirmek, takviye etmek
- Reiterate: Tekrarlamak, yeniden yapmak
- Reject: Reddetmek, geri çevirmek
- Relax: Rahatlamak
- Relay: Naklen yayın yapmak
- Release: Serbest bırakmak, salıvermek
- Relieve: Rahatlatmak, dindirmek, hafifletmek
- Relish: Tadına varmak, beğenmek
- Rely: İnanmak, güvenmek, itimat etmek
- Remark: Belirtmek, söylemek
- Remind: Hatırlatmak
- Remove: Kaldırmak, çıkarmak
- Render: Vermek, çevirmek, yorumlamak
- Renew: Yenilemek, bakım yapmak
- Rent: Kiralamak, kiraya vermek
- Replace: Değiştirmek, yerine koymak
- Represent: Temsil etmek
- Reproduce: Çoğaltmak, kopyasını çıkarmak
- Request: Rica etmek, istemek, talep etmek
- Rescue: Kurtarmak, muaf tutmak
- Research: Araştırmak, incelemek
- Resemble: Benzemek
- Resent: Alınmak, içerlemek, gücenmek
- Reserve: Ayırmak, tutmak
- Resign: İstifa etmek
- Resist: Direnmek, göğüs germek
- Resolve: Karar vermek, karara bağlamak
- Respect: Saygı göstermek, saymak
- Respond: Cevap vermek, yanıtlamak
- Restore: Yenileştirmek, eski haline getirmek
- Restrain: Alıkoymak, engellemek, tutmak
- Restrict: Sınırlamak, kısıtlamak
- Resume: Kaldığı yerden devam etmek
- Retain: Alıkoymak, tutmak, sürdürmek,devam ettirmek
- Retire: Emekli olmak
- Reveal: Açığa çıkarmak
- Revenge: Öcünü almak, hıncını almak
- Revert: Eski haline dönüştürmek
- Review: İncelemek, gözden geçirmek
- Revise: Gözden geçirmek, tekrar etmek
- Revive: Canlandırmak, hayata döndürmek
- Revoke: Yürürlükten kaldırmak, iptal etmek
- Revolt: Başkaldırmak, isyan etmek
- Revolve: Dönmek, düşünüp taşınmak
- Ridicule: Alay etmek, gülmek
- Rise: Kalkmak, yükselmek
- Rotate: Dönmek, döndürmek
- Rub: Ovmak, ovuşturmak
- Ruin: Mahvetmek, bozmak
- Rule: Yönetmek, hükmetmek
- Rust: Paslanmak, pas lekesi olmak
- Sacrifice: Kurban etmek, kıymak, feda etmek
- Scare: Korkutmak, ürkütmek
- Scatter: Saçmak, perişan etmek, saçıp savurmak
- Scheme: Tasarlamak, düzenlemek
- Score: Sayı yapmak, gol atmak, puan almak
- Scrape: Kazımak, kazıyarak temizlemek
- Scratch: Tırmalamak
- Seal: Mühürlemek, damgalamak
- Secure: Korumak
- Seek: Aramak, aranmak, araştırmak, almak
- Select: Seçmek, ayırmak, ayıklamak
- Sense: Hissetmek, algılamak, sez
- Separate: Ayırmak, bölmek, dağılmak
- Settle: Oturmak, yerleşmek
- Shatter: Parçalamak, kırmak, harap etmek
- Shear: Kırpmak, kırkmak, makasla kesmek
- Shed: Dökmek, akıtmak, yaymak
- Shelter: Korumak, barındırmak
- Shift: Değiştirmek, değişmek
- Shine: Parlamak
- Shock: Kalbini kırmak, şok etmek
- Shrink: Çekmek, büzülmek, küçülmek
- Shuttle: Mekik dokumak, gidip gelmek
- Signify: Belirtmek, işareti olmak
- Simulate: Yalandan yapmak, numarası yapmak, taklit etmek
- Slaughter: Katliam yapmak, kesmek
- Slide: Kötü yola düşmek, kaymak
- Smash: Parçalamak, mahvetmek
- Smuggle: Kaçakçılık yapmak, gümrükten mal kaçırmak
- Soar: Uçmak, yüksekten uçmak
- Soothe: Yatıştırmak, sakinleştirmek
- Spark: Harekete geçirmek
- Specialize: Uzmanlaşmak, ihtisas yapmak
- Specify: Belirtmek, belirlemek
- Speculate: Tahminde bulunmak
- Spill: Dökmek, saçmak, serpmek
- Split: Bölmek, Parçalamak, Ayrılmak, Kopmak
- Spoil: Şımartmak, bozmak
- Squeeze: Sıkıştırmak, ezmek
- Stagger: Bocalamak, sendelemek, tökezlemek
- Stain: Lekelemek, leke yapmak, kirletmek
- Stammer: Kekelemek, kekeleyerek söylemek
- Startle: Ürkütmek, korkutmak
- Starve: Açlıktan kıvranmak, açlıktan ölmek
- Stick: Katlanmak, sokmak
- Stimulate: Teşvik etmek, özendirmek
- Stipulate: Şartları belirlemek, şart koşmak
- Strengthen: Güçlendirmek, kuvvetlendirmek
- Stress: Stres, bunalım
- Strike: Vurmak
- Strive: Uğraşmak, çabalamak
- Submit: Teslim etmek, sunmak
- Suck: Emmek, soğurmak, içine çekmek
- Summon: Çağırmak, çağırtmak, celp etmek
- Supersede: Yerini almak, yerine geçmek
- Supervise: Gözetmek, nezaret etmek
- Suppose: Farz etmek, varsaymak
- Suppress: Bastırmak, zapt etmek, durdurmak
- Surpass: Geçmek, aşmak, üstün olmak
- Surrender: Teslim olmak, teslim etmek
- Survey: Bakmak, incelemek, araştırmak
- Survive: Yaşamayı sürdürmek
- Suspect: Şüphe etmek, kuşkulanmak
- Suspend: Asmak, askıya almak, ertelemek
- Sustain: Desteklemek, taşımak, çekmek
- Swallow: Yutmak
- Sway: Sallanmak, sarsılmak, eğmek
- Sweep: Süpürmek
- Swell: Şişmek, kabarmak, büyümek
- Tackle: Çaresine bakmak
- Taste: Tatmak, tadına bakmak
- Tempt: Baştan çıkarmak, ayartmak, özendirmek
- Tend: Yönelmek, eğilimi olmak
- Testify: Şahitlik etmek, doğrulamak, tanıklık etmek
- Threaten: Tehdit etmek, gözünü korkutmak
- Thrill: Heyecanlandırmak, etkilemek
- Thrive: Gelişmek, serpilmek, ilerleme kaydetmek
- Thrust: İtmek, dürtmek, sokmak
- Tilt: Eğmek, devirmek, yana yatırmak
- Tolerate: Hoş görmek, tahammül etmek
- Toss: Atmak, fırlatmak
- Trace: İzlemek, izinden gitmek,izini takip ediyor
- Trample: Çiğnemek, ezmek, ayaklar altına almak
- Transfer: İletmek, transfer etmek, aktarmak
- Transform: Dönüştürmek, haline gelmek
- Transplant: Nakletmek, başka yere dikmek
- Transport: Taşıma, nakliye
- Trap: Tuzağa düşürmek, kapana kıstırmak
- Trick: Aldatmak, kandırmak
- Trigger: Başlatmak, neden olmak
- Tutor: Özel öğretmen, özel ders vermek
- Undergo: Katlanmak, çekmek, geçirmek
- Underline: Altını çizmek, vurgulamak
- Undermine: Küçümsemek, baltalamak
- Undertake: Üstlenmek, yüklenmek
- Uphold: Desteklemek, onaylamak, uygun bulmak
- Urge: Zorlamak, baskı yapmak, teşvik etmek
- Utilize: Kullanmak, yararlanmak, istifade etmek
- Utter: Söylemek, dile getirmek, ifade etmek
- Vaccinate: Aşı yapmak, aşılamak
- Vanish: Gözden kaybolmak
- Vary: Çeşitlilik göstermek
- Ventilate: Havalandırmak, oksijen vermek
- Venture: Tehlikeye atmak, cüret etmek
- Verify: Doğrulamak
- Vibrate: Titreşmek, titremek
- Violate: Bozmak, ihlal etmek
- Vote: Oy vermek, oy kullanmak
- Weave: Dokumak, örmek
- Whip: Kamçılamak, kırbaçlamak ,dövmek,
- Whistle: Islık çalmak
- Withdraw: Çekmek, almak, geri almak
- Withstand: Dayanmak, direnmek, karşı koymak
- Witness: Şahit olmak, tanık olmak, şahitlik etmek
- Yawn: Esnemek, esneyerek söylemek
- Yearn: Özlemek, burnunda tütmek
- Yield: Vermek, sağlamak, ürün vermek